gezenti tatili 2010 :)
gezdik, yüzdük, eğlendik.
misss gibiydi vallahi...
mor ok, ilk günümüz...
bursa'dan emir alem'e yola çıktık.
"sirekin" çifti ve sevgi dolu ailesi ile buluşma, selamlaşma, kucaklaşma derken,
"haydi denize gidelim" dedik.
eski foçaya doğru yola çıktık.
eski foçanın çıkışında "hanedan resort & beach"e gittik.
sadece kişi başı 5 tl giriş ödeyerek, şezlong, şemsiye, duş ve denizden doyasıya faydalandık.
mavi bayraklı plajı gerçekten görülmeye değer, denizi de inanılmaz keyifliydi.
böylece tatilimiz de, çoook güzel başlamış oldu.
akşam emir alem'e geri döndük, mangal keyfi için hazırlıklara başladık.
organik biber ve domatesler eşliğinde salatalar bile yaptık.
kocaman ailemizle lezzetli, keyifli ve candan çoook güzel de bir gece geçirmiş olduk.
nüfus kağıtlarımızı emir alem'e bırakarak, "sarıkaya" ailesinin bizi evlatlık alabilmesi icin ilk evrağı teslim etmiş olduk.
yüzsüz misafir diye bize denir :)))
yeşil okumuz, ikinci günümüz...
sabah erkenden kalkıp yollara döküldük ve eski foçaya gittik. karaburun' a kalkacak feribotu beklemeye koyulduk. önceleri sadece karayolu ile ulaşım varmış ve yarımadanın sonuna ulaşmak yol koşulları ve zaman açısından oldukça zorlayıcıymış. nihayet birileri harekete geçmiş ve karaburun cenneti'ne ulaşmak için feribot zeferi konmasına karar verilmiş.
karaburuna indiğimizde bizleri özgür, karşıladı. misafirperver "aksoy" ailesiyle yaptığımız güzel kahvaltıdan sonra, incirlikoy plajına geçtik. ülkemizin mavi bayraklı plaj sıralamasında ilk 10'un içinde sayılıyormuş. kıvanç'ın tabiriyle, suya ilk girişinizde küçük balıklar, ayaklarınızı öperek sizleri selamlıyor. ilk başta yadırgayıp, biraz ürksem de, sonradan alıştım kendilerini. ben de onları kucaklayıp öpmek istedim ama nedense benden hızla uzaklaşıverdiler.
karaburuna bayıldım. denizine, havasına, sakinlerine, öpücük balıklarına...
önümüzdeki sene en az 1-2 gece kalmalı bir karaburun gezisi istiyorum, bakalım kısmet:)
bol bol yatıp miskinlendiğimizden, kimse bu güzide plajın fotoğrafını çekmeyi akıl edemediğinden, affına sığınarak özgür'ün arşivinden bir fotoğrafı yayınlıyorum.
dönüş yolumuzdaki feribot yolculuğumuzda oldukça eğlendik. böcüküm ve kıvanç foça ışıkları için yol boyunca inatlaştılar, kıvançla bok çocuk olmuş patilerimizle banklara yayıldık, hülya bir ara üşüdü, ben birkaç saniye gözlerim açık uyukladım. kısacası çoçuklar gibi şendik...
gezenti çocuklar olarak eve döndük, gezmelerimizi anlattık. verandada oturup, sohbet ettik. ben bir ara odaya esiyor mu acaba diye bakmaya gittiğimde uyuyakalmışım. adımı duyunca kalktım, aşağı indim. en sonunda göz kapaklarım galip geldi ve ilk uykuya dalan ben oldum :P
Yorumlar
hoş gelmişsiniz!!
karaburun ne şahane bir yer di miii?? ben de ilk defa geçen sene gittim.
1 gece kaldık. Oradaki ilk ve son gecemizi de lezziz balık ve rakı ile taçlandırdık. ödediğimiz parayı da hala konuşuruz. her şey o kadar ucuzdu ki! :))
ben de tekrar gitmek isterim oraya...
en onemli kısım olan COP SİS'leri bir sonraki yazı da mı anlatacaksın yoksa?
İncirlikoy fotoğraflarını şurada topluyorum: http://www.flickr.com/photos/smyrneen/sets/72157620863422683 (Ama bu yılkileri eklemedim henüz.)
seneye ve her sene teklifinizi ciddi ciddi değerlendireceğizdir, öpücük balıkları beni bekler, kendimi özletmemem lazım :))