ego meselesi...
mesleğimi soranlara bir ajansta köle grafiker olarak çalışıyorum diyorum, gülerek. meslektaşlarım beni anlarlar, özveriyle çalışıp yorulup nasıl bir karşılığı olduğunu. maaşlı köleleriz biz.
köleyim ama mutluyum aslında. esnek çalışma saatlerimize rağmen 3 senedir keyifle çalıştığım bir işim ve iyisinden iki patronum var.
okuldan ilk mezun olduğumda "kristal elma" ödüllerinde giyeceğim kıyafetimi bile tasarlamıştım. işin içine girdikçe ve bursa koşullarında çalıştıkça meslek hayatımın gerçekleriyle de yüzleştim. her ismin bir etiket olduğunu ve her etiketin altındaki kutunun da dolu olmadığını öğrendim. piyasada photoshop bilenin grafiker, üstüne freehand bileninse grafik tasarımcı sanıldığını öğrendim. hatta boyun bir karış uzunsa art-director bile sayılabilirsin. üstelik branşınızdan mezun olmaya bile gerek yok.
şu an çalıştığım ajans dahil olmak üzere, son çalıştığım 3 işyerinde de tek grafik mezunu bendim. iktisat mezunu, lise mezunu, endüstriyel tasarim mezunu yakın mesafe iş arkadaşlarım oldu. tesadüfe bakın ki hepsinin kartvizitinde sanat yönetmeni ya da art director yazıyor. veya yazmak üzere...
benim branşımda bir yetmez iki diplomam (biri MYO 2 yıllık Grafik Programı, diğeri Eğitim Fakültesi Grafik Ana Sanat Dalı diploması) olmasına rağmen kıçı kırık kartvizitime "yaz benim ünvanıma sanat yönetmeni" diyemedim.
benimkinde küçük harflerle "grafik tasarımcı" yazıyor.
çok mu önemli ne yazdığı? hayır, değil. bana göre değil. edebim, adabım kendimi böylesi bir ego şişkinliği ile alenen takdir etmeye müsade etmez.
ama senin verdiğin emeklerin üzerine yeni gelmiş birinin seni ezerek, mütevaziliğini hor görerek kartvizitine "sanat yönetmeni" yazdırdığında bu çok sinir bozucu olabiliyor. meğer ajansımızda ali taran kadar güzide bir şahsiyet varmış da benim gözümden kaçmış.
işin beni üzen yanı "takım arkadaşıyız biz" dediğim birinden bu tavrı görmek.
yine hayal etmişim, yine inanmışım. rakipsiz uyumlu iş arkadaşlarım olduğuna.
yine yanılmışım...
hangisi olmak doğru,bilmiyorum.
nihayetinde ego meselesi işte.
kiminin şişik, kiminin ise sönük.
bir gün de böyle biter, az biraz kırık, dökük...
poster
Yorumlar
Birde yaratıcılık diplomayla ya da alaylı olmuyor, ya yaratıcılığın var ya da yok oluyor.Kartvizitinde sanat yönetmeni de yazsa insanın bilgisi yaptığı işten belli oluyor,en azından o işi yapanlar bunu anlıyor,dışarıdan ne söylenirse söylensin.
Adamın mouse kullanmasından bir şeyi ne kadar bildiği belli oluyor,kendini böyle şeyler için üzme bence.Ben çok grafikerle çalıştım, mesela ne istediğini söylersin yani hayal ettiğini anlatırsın o sana basılı verir,bence bu grafikerliktir :))
"Ayinesi istir kisinin, lafa bakılmaz" diye bosuna soylememisler. yorumun ve destegin icin tesekkurler. simdi kendimi daha iyi hissediyorum:)
Ben kendime çizer diyorum geçiyorum:D enerjimi yaptığım işe harcamayı tercih ediyorum.
En rahatı da bu bence:D Sevgiler kocaman:D
cok tesekkur ederiiiim...
onların ben hepsine Grup Vitamin - Elalarını şarkısını armağan ediyorum :D