takınya tak tak...
" Takıntıların var mı? Yoksa kim takar takıntıları, sallamışım dünyayı modunda mı yaşarsın hayatı?" demiş ve mimlemiş beni supercellma.
kopya çekeyim ne yazmış diye okudum da yazdıklarını.
görünüşte pamuk gibi şeker bişiye benziyor çok sayılmaz ama az deli değilmiş yahu.
bildiğiniz obsesüf kümülüs bir karakter.
yollarda horon tepip, saat takmadığında nü pozda olduğunu düşünen bir şahsı muhterem.
iyisi mi siz gidin kendiniz okuyun, dedikodusunu yapmak gibi olmasın :)
unutmadan ben de mimleyeyim de,
ben görmedim, duymadım olmasın :)
öyle ekistra mesaj da atmiiyciim. herkes istediği sorudan başlayabilir.
özgün ve anasına (http://esinozgun.blogspot.com/)
afrida aramızda çıtır olduğundan mim olayına sıcak bakacağını düşünüyorum :)
ve sevgili karakitap'a gitsin mim, mom, mummmm...
gelelim bu güzide sorunun cevabına.
takıntılarım var mı?
olmaz mı ?
mesela pembe renge takıkım ben. kılım, uyuzum.
hele kız çocuklarının pembe panter gibi baştan aşağı ton uyumu gözetilmeden giydirilmesine hepten takıkım anacım.
ben de kız annesiyim, sizi anlamaya çalışıyorum ama olmuyor.
pembe, güzel kullanıldığında güzel bir renktir sevgili
anneler, annaneler, babanneler ve teyzeler...
göz zevkime tecavüzden sizi hapse atasım var.
taktım bir kere...
dumansız hava sahasındaki dumanlı bacalara takığım ben.
bir zamanlar ben de sizin gibiydim.
kül nefesli tiksinç kokan.
o zamanki halime ışardan bakıyorum da öğğrk diyesim geliyor.
kapalı otobüs duraklarında sigara içenlere,
açık havadayım, "pöfürderim sanane duman sana geldiyse banane" tavrındaki tüm şahsiyetlere takığım, dalasım var.
çileğe takığım bir de. çilekli çamaşır suyu çıksa alıcam neredeyse. kokusuna da kendisine de hastayım. yiyesim var.
türk dili konusunda takıntılıyım. soru eki -mi'nin ayrı yazılmaması, bağlaç -ki'nin bitişik yazılması deli eder beni.
ha bir de franboğaz diye bir meyve yoktur. frambuaz ve/veya ahududu vardır.
sonuç olarak bendeniz de okulduğu gibi yazılan "frambuazlı ruh pastasıyım".
azıcık dikkat ve özenle dünya daha yeşil bir yer olmaz mı, hı?
sabah kahvesi ve bitter tadelle takıntım var. insan bir yandan alercilerden kaşınırken bitter tadelleye aş erir ki, anlamıyorum. aramızda sado mazo bur ilişki var sanırım. kaşıntıdan ölesim var.
oranın buranın müdürü olmuş ama bir dişini fırçalama alışkanlığını edinememiş, öğretmenim diye gezinen ama çantasına bir roll on dahi atamayan buram buram ter kokan insancıklara da takığım. işte diploma cehaleti alır, eşeklik baki kalır derler ya. bazısına okul da kesmiyor. aile terbiyesi mi eksik desek, otoritesi mi? yoksa hiçbiri mi? ne desem boş, ağlayasım var.
olası acil durumları gözden geçirip, çantamda el feneri, şarjı tam cep telefonu, bir pet şişe su, alerji hapı ve en az bir ağrı kesici,yara bandı, merhem, selpak mendil, defter, kalem, kitap bulundururum. o yüzden sırt çantamla gezerim. çantasız çıkmam abiii :)
bence bu kadar yeter. ürküntü yaratmadan tadında bırakayım.
beni sevin, sevmekten vazgeçmeyin lütfeeen :)
kopya çekeyim ne yazmış diye okudum da yazdıklarını.
görünüşte pamuk gibi şeker bişiye benziyor çok sayılmaz ama az deli değilmiş yahu.
bildiğiniz obsesüf kümülüs bir karakter.
yollarda horon tepip, saat takmadığında nü pozda olduğunu düşünen bir şahsı muhterem.
iyisi mi siz gidin kendiniz okuyun, dedikodusunu yapmak gibi olmasın :)
unutmadan ben de mimleyeyim de,
ben görmedim, duymadım olmasın :)
öyle ekistra mesaj da atmiiyciim. herkes istediği sorudan başlayabilir.
özgün ve anasına (http://esinozgun.blogspot.com/)
afrida aramızda çıtır olduğundan mim olayına sıcak bakacağını düşünüyorum :)
ve sevgili karakitap'a gitsin mim, mom, mummmm...
gelelim bu güzide sorunun cevabına.
takıntılarım var mı?
olmaz mı ?
mesela pembe renge takıkım ben. kılım, uyuzum.
hele kız çocuklarının pembe panter gibi baştan aşağı ton uyumu gözetilmeden giydirilmesine hepten takıkım anacım.
ben de kız annesiyim, sizi anlamaya çalışıyorum ama olmuyor.
pembe, güzel kullanıldığında güzel bir renktir sevgili
anneler, annaneler, babanneler ve teyzeler...
göz zevkime tecavüzden sizi hapse atasım var.
taktım bir kere...
dumansız hava sahasındaki dumanlı bacalara takığım ben.
bir zamanlar ben de sizin gibiydim.
kül nefesli tiksinç kokan.
o zamanki halime ışardan bakıyorum da öğğrk diyesim geliyor.
kapalı otobüs duraklarında sigara içenlere,
açık havadayım, "pöfürderim sanane duman sana geldiyse banane" tavrındaki tüm şahsiyetlere takığım, dalasım var.
çileğe takığım bir de. çilekli çamaşır suyu çıksa alıcam neredeyse. kokusuna da kendisine de hastayım. yiyesim var.
türk dili konusunda takıntılıyım. soru eki -mi'nin ayrı yazılmaması, bağlaç -ki'nin bitişik yazılması deli eder beni.
ha bir de franboğaz diye bir meyve yoktur. frambuaz ve/veya ahududu vardır.
sonuç olarak bendeniz de okulduğu gibi yazılan "frambuazlı ruh pastasıyım".
azıcık dikkat ve özenle dünya daha yeşil bir yer olmaz mı, hı?
sabah kahvesi ve bitter tadelle takıntım var. insan bir yandan alercilerden kaşınırken bitter tadelleye aş erir ki, anlamıyorum. aramızda sado mazo bur ilişki var sanırım. kaşıntıdan ölesim var.
oranın buranın müdürü olmuş ama bir dişini fırçalama alışkanlığını edinememiş, öğretmenim diye gezinen ama çantasına bir roll on dahi atamayan buram buram ter kokan insancıklara da takığım. işte diploma cehaleti alır, eşeklik baki kalır derler ya. bazısına okul da kesmiyor. aile terbiyesi mi eksik desek, otoritesi mi? yoksa hiçbiri mi? ne desem boş, ağlayasım var.
olası acil durumları gözden geçirip, çantamda el feneri, şarjı tam cep telefonu, bir pet şişe su, alerji hapı ve en az bir ağrı kesici,yara bandı, merhem, selpak mendil, defter, kalem, kitap bulundururum. o yüzden sırt çantamla gezerim. çantasız çıkmam abiii :)
bence bu kadar yeter. ürküntü yaratmadan tadında bırakayım.
beni sevin, sevmekten vazgeçmeyin lütfeeen :)
Yorumlar
dahi anlamındaki "de" leri ayrı yazma takıntısı bende de var,hiç şaşmaz :)
cevaplayayım birara bende bu mimi,güzelmiş
genel de hepsine ama şu pembe olayı gerçekten takılmayacak gibi değil, fazla abartıldı, tadını kaçırdılar iyice. uyarmışsın tüm alemi, sağolasın:)
sevgiler