neşeli şirinim ben:)
çünkü, pıntık pıntık da olsa kar yağıyor tekraaaar.
sabah ofisimize iki adımcık kala apartman kapısında yeni bir uçuş gerçekleştirdim. ninca ve üm de kazara şahit olarak, beni yerden topladılar.
üm bana "aaa, bak ayşe deniz arabanın buzlarına" dediydi.
ben de" arabanın üzerine su nereden damlıyor ki?" diye bakarken, ho hoop diye yere yapıştım sırtüstü.
allahtan sırt çantam vardı gene. olan popişime oldu.
bir de evelsi gün akşamı düştüm sahi, o çok daha acı vericiydi. ağrı kesici etki edene kadar çok miyavladım.
ayakkabı tabanlarımı kontrol ettik. camel kar-kış ayakkabısı oysa. sonuç olarak benim karda buzda yürümeyi beceremediğim sonucu çıktı.
kar yağıyor, ben düşüyorum.
kar yağıyor, ben düşüyorum.
kar yağıyor, ben düşüyorum.
ama olsun, kar yağıyor ve neşe doluyor insan :)
Yorumlar
Yanımdan herkes geçip gidiyor ki onlar da güya dikkatli ve yavaş yürüyorlar ben hala yokuşun başında debelenen bir tip olarak kalıyorum.
Benim de botlar kar-kış ayakkabısı güya ama durduğum yerde bile kaymayı başarabiliyorum...
görsem de ben de neşelensem keşke..
ve geçmiş olsn.. :)
neyse,
bu arada mim göndermiştm, eğer kabul edersen :)
güsel yazılara umarım..
*"J Brit Dreeg" ismini telaffuz edemesem de;
haftayi yogun kapatiyoruz ofiste. sumuklu ninca evde yatista oldugundan kosusturma ihalesi bende kaldı ama en yakın zamanda mimimi yazicam elbette. kabul etmek ne demek, ben cok seviyorum, ebeli, sobeli mimli oyunlari:))
ankara'da otururen aynı buzun üstünde hemen her gün kayar kayar düşerdim ben de :)) hatta okulun bahçesindeki buzların üstünde zıplayarak kırmaya çalışırdık da nice artistik düşüşlerim olduydu :)) nostaljii ah nostaljii :))
* hehehe, hakikaten azicik animsatiyor sanki :P hic gülecegim yoktu sabah sabah:)