Bir küçük dokunuş...

Temassız alışverişler, maskeli balo gibi gözlerden iletişmeye çalışılan, mimiklerin tahminlere kaldığı, insanoğlunun büyük iletişim sınavı; pandemi ile mecbur kaldığımız yeni hayat düzenimiz...

Ne kadar zamandır yazmadım, hayatımda neler oldu vs. vs. vs. 

Dünü konuşmayı değil, dünden ders almayı, bugüne hatta ana odaklanmayı, yarına da kucak açmayı öğrenmek için çabaladığım bir dönemdeyim.

Kendimi anlatmayı bırakıp kendimi anlamak üzerine düşünmek, konuşmak ve paylaşmak istiyorum. Dilim döndüğünce, cesaretim el verdikçe ya da sevgilere layık olma kaygılarımdan arındıkça.

Midemde kelebeklerden ziyade güveler varmış gibi hissediyorum bazen, ağzımı açacakmışım da Yeşil Yol'daki dev adam gibi kanatlı  kelimeler kusacakmışım gibi geliyor. 

Ya elinizde ıslak mendillerle üzerinizi başınızı silmeye hazırlıklı bir şekilde karşımda oturma cesaretiniz olacak, ya da ahanda kapı nereye koyduysanız orada bir yerde.

"Sen hayata nasıl bakarsan hayat da sana öyle bakar :)
güzel bakalım... güzel görelim :) "
dedi bu sabah birisi.

İşte bu yazı da o küçük dokunuşun eseri...


Yorumlar

Popüler Yayınlar