neyse haliiiiim, çıksın faaliiim:P
kızlar kahveye gelir. kahveler bitince hemen ters cevrilip, kapatılır tabaklar fincanın tepesine. sohbet muhabbet bir anda duraklar, herkes birbirinin gözünün içine bakar. işi bilenler bakacak kişiyi gözünden anlarlar. "bakarsııın, koçsun" nidalarıyla gaz verilir. fincandan tahlil ve tespit çalışmaları başlamış oluur.
bazıları tüm umutlarını fala bağlarlar. sanki her denilen olcakmış gibi ciddi ciddi dinlerler, hayatlarına yön bile verirler ki, en tehlikeli tür de budur.
bazıları inanmamak, inkar etmek için yaratılmışlardır. "ne yani bunu fincanda mı gördun, peh" derler, bok atarlar ama, ilk kapatanlardan olurlar.
ayrıntıcılar vardır bir de. "uzun boylu bir erkek var" derler. "esmer mi, sarışın mı" diye sorar. "3-5 vakte kadar yola gidiyorsun" derler, başlar; "nereye, ne zaman, tam tarih desene yaaa, kiminle, uzun mu esmer mi, otobüsle mi, otobüsün plakası kaç?"
bir de ben gibiler vardır. fincanını kapatır, duruma göre. karşısındaki güzel şeyler söyleyince hayallere dalar, birkaç olay kurgular, neşelenir. fincan yıkandıktan sonra faldan önceki hayatına geri döner.
geleneksel, kadınlar arası sosyal aktivitemizdir, kahve ve fal kapatma seramonisi.
bazen keyifli, bazen iç bayıcıdır. ama olmazsa olmazdır.
ister inan, ister inanma.
fala inanma, falsız da kalma...
kahve ve fotoğrafı: kuru kahveci mehmet efendi
Yorumlar