ruhun yalnızlığı...

"Şehrin insanı haberdar değil mi bu öldüresiye sıkıntıdan? " diyor Jehan Barbur.
Belki haberdardır da, bununla yüzleştiğinde ölmekten korkuyordur.

Hayatımın bazen contası gevşemiş bir musluk gibi amaçsızca aktığını hissediyorum. İçimden konuşup, içimden daraliyorum. Dışımda o pozitif gülümseme. Bir keresinde annem "neden hep problemli arkadaşlar ediniyorsun" diye sormuştu da, ergenliğimden bu soruya cevap verememiştim.
sanırım başkalarının sorunlarını halletmek, onları desteklemek kendimi kamufle etmemi kolaylaştırıyordu. Ve bunu hala zaman zaman yapmaya devam ediyorum.

Bu ara çok düşünüyorum neyi, neden, nasıl saklıyorum ve ne zaman'a kadar devam edecek diye.
Beynimin üst kısmında ciddi bir koordinasyon bozukluğu derinlerde ise derin şeyler oluyor bu ara.
Kendimi tamamlamak için tanımlamak mı gerekiyor yoksa başka sorular ve cevapların peşinde mi olmalıyım, tam olarak bilemiyorum.

Aslında ifade etmek istediğim çok şey var ama bu beni biraz korkutuyor.

Yani şu cümleyi yazmamın üzerinden en az 2 saat geçti. Bir yandan bu tarz karmaşalarımı halka açık yerlerde ifade etmemem gerektiğini düşünüyorum ama diğer bir yandan da bunu birilerinin okuduğunu ve belki de yalnız olmadığımı düşünme fikri beni bir nebze de olsa ferahlatıyor. Yani sanırım.

Sabah oluyor ve gün aydınlanıyor.
Bazen çığklıklar atarak kaçmak istiyorum (ki bu kimseden kurtulmak anlamında değil, daha ziyade kendimle başbaşa kalıp kendimi daha iyi dinlemek anlamında), sonra bu anlık isteğim derin bir vicdan azabına dönüşüyor. Tobi jr'ın yanına yatıp kokusunu içime çekerek uyuyakalıyorum.

Aynen birazdan yapacağım gibi.
Gün uyanır, tobi uyur...

Yorumlar

Nilgün Komar dedi ki…
iyi uykular canım, rüyanda yalnız olma..
özii dedi ki…
ayşem anlıyorum ki ben seniii

Popüler Yayınlar