Yılın sonunda bir "Z Raporu" yazalım...

 Çok kurumsal oldu di mi? Oysa ki son 4 ayda anti kurumsal freelancer bir iş hayatım var. Bazı sağlık problemlerim tam zamanlı çalışmamı engelleyecek sekilde bir ilaç tedavisi görmeme sebep olduğundan, ajans hayatından bir süredir uzağım.

Hayallerimde olan evden çalışma rüyasından hızlıca uyandım diyebiliriz. Çünkü ben düzen seviyormuşum meğerse. Yani çocuklar okulda olsa evden çalışırı ben bıktım ajans yoğunluğundan diyen bendeniz, bu laflarımı nasıl yalayıp yuttum anlatamam. Pandemi kapanmalarında bile böyle hissetmemiştim inanın, o zaman mesaiye evden devam ediyorduk çünkü. Mesai kavramından şikayetçi olsam da hayatımı bir şekilde düzene soktuğuna aydınlandım bu süreç içinde. 

Nasıl mı oldu?

Yaklaşık 3 yıl önce depresyon tedavisi sırasında sevgili psikiyatrımın bana koyduğu #DEHB tanısını yok saymıştım. "Depresyon yüzünden odaklanamıyorum, benim yapım bu, karakterim bu" gibi banane bahane cümlelerimle 3 sene geçirdikten sonra gerçeklerle yüzleşmeye başladım diyebiliriz. Hemen mi yüzleştim tabi ki Hayır!

Depresyonumun temeli olan yetersizlik ve değersizlik duygularından arınmak için zihnimle savaşmaya başladım önce. Yoga öğretmeni olan koçluk eğitimi alan meslektaşım ve hayattaki ikinci şansım dediğim  dostum B'nin desteğiyle, kendimi neden acımasızca yargıladığımın sebeplerini oturup konuşmasaydık. Böylesi zihinsel bir evrim geçiremez, kafamı gömdüğüm kumda debelenip dururdum. Bir nevi terapi diyemeyiz aslında koçlar size terapi yapmazlar ki B bana koçluk da yapmadı aslında. Sadece kendime sormaktan korktuğum o çok önemli soruları sordu ve farkındalığımın artmasına destek oldu diyebiliriz. Nefes dersleri verdi, kendime acımasızca yüklenmeme engel oldu, anda kalmanın, farkındalık geliştirmenin ruhuma vereceği huzurdan haberdar etti beni. Bir gün Koç olduğunda da yoga felsefesi ve eşsiz yorumlarıyla kimbilir hangi ruhlara rehberlik edecek, Allah bilir. 

Son dönemde tembellik ve ertelemeler hakkında konuşur olmuştuk ki, ona youtube'tan bulduğum sevgili Beyhan Budak'ın harika yorumlarıyla çektiği videonun linkini yolladım. Başta biraz güldük, bende olan yönlerini konuştuk ve tembelliği tercih etme sebeplerine eğilmek için daha fazla araştırmaya başladım. ve karşıma Psk. Özlem Tokgöz Özsoylar'un bu video linkine rastladım.  

#EriskinDEHB olarak da araştırabileceğiniz ve ne yazık ki çocuklarda yaygın olarak tanılandığı için çocuk  hastalığı olarak algılansa da, çocuklukta yakalanmadığı için erişkin (yetişkinlik) döneminde iş ve sosyal hayatında yaşadığı sorunlarla ortaya çıkabilmekte. DEHB bir hastalık değildir, Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olarak tanımlanmış olsa da bozukluk değil de fizyolojik bir farklılık sayılabilir. 

2 çocuk sahibi olan bir ebeveyn olarak, kızlarımdan birinde kısmi belirtileri gördüğüm için, bu konuya kendi adıma #Dehb ile mücadeleye giriştim diyebilirim. 

Ha bu arada #DEHB ( #ADHD ) tanısı sadece uzman bir psikiyatr tarafından koyulmalıdır. İlaç tedavisi konusunda pek çok kirli bilgi bulunsa da Davranış terapisi görerek  ilaç kullanan biri olarak söyleyebilirim ki, kulaktan dolma görüşlerle lütfen zaman kaybetmeyin. 

Bu konuda daha çoook uzun yazacağım, merak edenler bana yazabilir, lütfen çekinmeyin. Sayımız azımsanamayacak kadar fazla, instagramdan bulduğum hesapları da sizlerle paylaşabilir.

#Dehb ile debelenmek yerine farkındalığınızı arttırma zamanı!

Yorumlar

Popüler Yayınlar