rüzgar gibi geçti...

29 hafta, bir solukta geçiverdi. kaldı geriye 11 haftamız.
aldı beni heyecan. yanında merak, endişe ve özlem de var.

ayşe öner kitabımı her okuduğumda, rüyamda kızımı görüyorum.
onu ya emziriyorum, ya uyutuyorum.
kokluyorum bol bol, o kadar güzel kokuyor ki, sabah uyandığımda bile kokusunu hissediyorum.

geçen hafta, "eli şafak- firarperest"i aldım.
kitap okumayalı çok oldu, dedim kendime.
her yazının ardından gözlerimin yaşarmaya başladığını farkettim.
hele ki bu sabah. otobüste okuyayım dedim.
iki bebeğiyle birlikte balkondan atlayan genç anneden bahseden yazısında,
bıraksam kendimi hıçkırarak ağlayacağım.
"kapat, kitabı. salya sümük rezil olmanın alemi yok." dedim kendime.
son üç ay hormonları diyorlar sanırım buna.
mide yanmalarımla beraber sulugözlülüğüm de geri geldi.

bilenler bilir, az biraz sakarımdır.
ama bu ara maksi hiper sakarım.
telefonumun son üç haftadır başına gelenler malum.
bugünlerde de yine aradığınız kişiye ulaşılamıyor.
bir talihsizlik sonucu geçici olarak hizmet dışı.
telefon doktoruna gitmek için bekliyor.

geçtiğimiz perşembe de, nurcişe süt banyosu yaptırdım.
kızcağızın üzerindeki siyah elbiseyi kazara sabote ettim.
elimdeki süt bardağını nasıl becerdiysem, bilmiyorum, resmen kızın üstüne boca ettim.
elbisesinden çizmelerine öyle bir dağıldı ki, kısmi dalmaçyalı dekoru yapıverdim en modasından kızın üzerine.
işin komiği bir bardak süt bu kadar geniş alana yayılırken,
kendi üzerime bir damla sıçramadı bile.
nurciş;"seni tanımasam kasıtlı olarak döktü üzerime diyeceğim" diyor.
bense günlerdir özür diliyorum ve süt bardağımla beraber kendisinden uzak duruyorum.


*gevezem firarperest için okuyucu yorumlarını da alalım, demiş.
hemmen geliyor ;)
henüz kitabı bitirmedim ama gayet güzel. gazete yazılarının derlediği bir kitap. simdiye kadar elf şafak kurgularını ve hikayelerini okumustum. bu kitapla elif şafak'ın gerçek hayattaki olaylara bakış açısını gözlemleme şansına sahip oldum.
yazılarının yanı sıra yazarımızın gerçek kimliği hakkında da bilgiler edindim.
bence elif şafak; hayal ve kurgu dünyası geniş olmasına rağmen ayakları sıkıca yere basan, duru bir kadın...
okumanızı tavsiye ederim...

Yorumlar

yıldız dedi ki…
Hamilelik zamanı sakar olmuştum ben de ağız el koordinasyonumu sağlayamadığımdan her yemekte bir şeyler döküyordum üstüme:))
birgaripogrenci dedi ki…
:) :) ben yine geldim nikkentobi abla :) kağan desem hatırlarsın mı beni???? :)
Afet Ergü Şaşmaz dedi ki…
Selamlar, ziyaretiniz ve değerli yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum. Bir insanın doğum gününde görmek istediği en güzel tablodur bu, bazen iki kelime en güzel hediye olur. Tekrar çok teşekkürler, sevgiyle sağlıcakla kalın.

Afet Ergü Şaşmaz
Geveze dedi ki…
yazıyı okuduktan sonra annemi özledim ama ben.. daha da 13 gün var görmeme..

elif şafak'ı da kınıyorum burdan, yazmasın öle hüzünlü hüzünlü şeyler. huh.

son bir yılda öğrendiğim kadarıyla geometri ve beklemek hakikaten zor şeylermiş. inşallah her şey yolunda gider, 11 hafta çok çok güzel geçer.

bu arada firarperest'e blog sahibesinin yorumu nedir, okuyalım mı? :))
*hihhi, aynen yildiz. esim bebise aldigimiz onlukleri kullanmaya baslayalim istersen diyor :)
* hobibox, ne demek? yeni yasin tekrar kutlu olsun.
* oyy, gevezem. kiyamam ben sana. sık disini az kalmis. anneciginle kavusunca bol bol sarilirsin ona artik.
Geveze dedi ki…
hemen listemin başına ekliyorum, 'firarperest okunacak' :))

türk edebiyatı adına iyi şeyler yapan, murathan mungan'ın deyimiyle türkçe'nin saçlarını tarayan o kadar az yazar var ki, olanlara gıptayla bakıyorum ve elif şafak da bunlardan biri :)) pinhan'ı okudum şimdiye kadar, aşk'ı da elime aldıkça sağda solda olmadık insanların elinde görüp bıraktım. 2012'de filan okuyacağım artık :))
ya ben ask'i ilk ciktiginda alip okumustum. daha dillere sakiz olmamisti o zamanlar. ama pinhan hala yarim. yok devam edemiyorum, takildim kaldim. nedense cok sıkıldım :( 2012ye kadar bitirirm insallah:))

Popüler Yayınlar