şeytan aldı, götürdü...
yok, yok, yok...
bilimkurgu filmlerinden birkaç bilim adamı gelmiş de belleğimin bir kısmını silmiş gibi.
gözümde durması gereken gözlüklerimi en son nereye koymuştum hatırlayamıyorum. yok, bulamıyorum.
hem de yenilerini. geçtiğimiz hafta eskilerini kaybettim. bütün hafta boyunca dolandığım her yeri aradım, arattım.
sonuç, yok...
cumartesi göz doktoruna gittik, reçetemi kaptım. o muydu, bu muydu derken seçtim ve yeni gözlüklerimi aldım.
dün akşama kadar herşey yolundaydı. mutluydum.
ah o şeytan yok mu? bu seferde geldi yeni gözlüklerimi götürdü.
yok.
gecenin körü ve sabahın bir körü aradım taradım,
yok.
en son gözüme damla damlattık salonda, gözlüklerimi taktım.
sonrası yok.
ne zaman çıkardım, nereye koydum?
yok.
işin garibi mi desek, kaderin cilvesi mi, şeytan şakası mı?
sabah yenisini ararken eskisini bulduk, leyla ile.
gerçekten bir kapı kapanırken, ötekisi mi açılıyor?
yoksa erkenden bunamaya mı başladım?
ya da fringe'deki deli bilim adamları ben uyurken belleğimin bir parçasını mı aldı?
ne yapacağım ben bu dalgınlıkla hiç bilemiyorum.
bunlarla kalsak iyi, cumartesi bebişkomun pandalı beresini ve cicili kırmızı tokalarını da kaybettim, carrefour'da. :((
böyle olunca kendimi hiiç sevmiyorum, tüh sana tobi, yuh sana tobi...
bilimkurgu filmlerinden birkaç bilim adamı gelmiş de belleğimin bir kısmını silmiş gibi.
gözümde durması gereken gözlüklerimi en son nereye koymuştum hatırlayamıyorum. yok, bulamıyorum.
hem de yenilerini. geçtiğimiz hafta eskilerini kaybettim. bütün hafta boyunca dolandığım her yeri aradım, arattım.
sonuç, yok...
cumartesi göz doktoruna gittik, reçetemi kaptım. o muydu, bu muydu derken seçtim ve yeni gözlüklerimi aldım.
dün akşama kadar herşey yolundaydı. mutluydum.
ah o şeytan yok mu? bu seferde geldi yeni gözlüklerimi götürdü.
yok.
gecenin körü ve sabahın bir körü aradım taradım,
yok.
en son gözüme damla damlattık salonda, gözlüklerimi taktım.
sonrası yok.
ne zaman çıkardım, nereye koydum?
yok.
işin garibi mi desek, kaderin cilvesi mi, şeytan şakası mı?
sabah yenisini ararken eskisini bulduk, leyla ile.
gerçekten bir kapı kapanırken, ötekisi mi açılıyor?
yoksa erkenden bunamaya mı başladım?
ya da fringe'deki deli bilim adamları ben uyurken belleğimin bir parçasını mı aldı?
ne yapacağım ben bu dalgınlıkla hiç bilemiyorum.
bunlarla kalsak iyi, cumartesi bebişkomun pandalı beresini ve cicili kırmızı tokalarını da kaybettim, carrefour'da. :((
böyle olunca kendimi hiiç sevmiyorum, tüh sana tobi, yuh sana tobi...
Yorumlar