durup, bir düşündüm de...
sadece ağlamak üzerine yazdığımı farkettim... bakınca filmden hayalkırıklığına uğramışım gibi duruyor, tam tersine çok beğendim. bir de, alper rolünü "sinan tuzcu" oynasaydı, ben bile ağlardım... :)
çağan ırmak ve bakış açısını seviyorum, elinde bir toplu iğne; herbirimizin hayatına dair bir noktaya dokunup, cızz ettiriyor. filmden kareler beynimize kazınıyor, müzikler ve diyaloglar dilimize dolanıyor...
"ona bir oda ver, baba!" (babam ve oğlum)
"karda donmak üzeresin, uyumak tatlı geliyor ama; öldüğünün farkında değilsin..." (ıssız adam)
gözlerine ve yüreğine sağlık, çağan ırmakcığım, sen böyle yoluna devam et...
ama hıncal uluç bence dursun biraz, böyle devam etmesin.
ıssız adamda ağlayan ve fimi, aşk filmi diye nitelendiren kadın izleyicilere vermiş, veriştirmiş... şahsi düşüncemdir ki; izleyenlerin duygularına saygısızlık etmiş.
normalde kendisini sivri dilli olmasına rağmen tebessümle takip ederim, bu sefer kaşlarım çatıldı.
biraz daha hoşgörü, biraz daha nezaket lütfen...
Yorumlar