istila psikolojisi
hani olur ya filmlerde, uzaylılar dünyayı istila eder. bir kısım insanlar ciyak ciyak kaçışır, bir kısmı kahramanlığa soyunur, bir kısmı da şoktan mıdır, nedir, eblek eblek bakınır. hah işte şu an onlardan biriyim, ben. eblek olanlarından :))
istilacılar uzaylılar değil, müşteriler.
aynı hafta aciliyetleri tutan üç farklı sektör, üç farklı müşteri, 2 katalog, 4 fuar düzenlemesi ve bir de ilan.
tahmin edin bakalım, ben nasıl bakınıyorum:))
telefon çalıyor A firmanın işini açıyorum. bıt bıt bişiler söylüyor. dur bunu yapayım da unutmayayım diyorum, bir e posta geliyor B müşteriden, düzeltme yollamış. o sırada C arıyor, ya bize katalogun son halini ne zaman göndereceksiniz diyr, termin istiyor. hepisine ben sizi ararım diyorum da arayıp da ne söyleyeceğimi bilmiyorum.
allah sonumuzu hayretsin diyerekten, huzurlarınızdan ayrılıyorum. işlere gömülüp, soyutlanmam lazım bir süreliğine.
hakkınızı helal edin, ana haberde cinnet geçiren grafiker başlıklı bir haber görürseniz, şüphesiz benimdir. kameralara sizin için el sallayacağım, söz :P
Yorumlar
kolay gelsin...
eski model yuvarlak çalmayan çalar saat (içinde tavuk ve civcivler yem yiyor olsun),
bi sürü rengarenk, çizgili çorap olsun.
malum beyaz gömlek, duvar falan bayar beni bi süre sonra:))
ne demek. görevimiz... :)))
aman dikkat :))