kale-kule-duvar manyağıyım :P
dokunmayı, hatta gariptir ki; soğuk taş duvarlara yanağımı dayamaya bayılırım. "deli midir, nedir?" bakışlarına maruz kalmışlığım çoktur ama dayanamıyorum. mıknatıs gibi beni çekiyor taş bloklar. kaleleri, kuleleri, eski kiliseleri pek bir severim, anlayacağınız. hele bi de eski binaların üstüste boyamaktan çatlamış duvarları yok mu, ölürüm. en sevdiğim duvar, istanbul darphane-i amire'nin iç avlu duvarlarıdır.
kendileriyle ilk tanışmam, 97 senesi istanbul bienali sırasındadır. geleceğin yaşam formunu konu alan sergi dizisinin ev sahiplerinden biriydi.
geçmişin bedeni, geleceğin ruhunu yüklenmişti.
uludağdaki ilk senemdi. o zamanlar heyecanlı, umut dolu, çıtır bir resim öğretmeni adayıydım. hey gidi eski günler hey...
fotoğraftaki abi gibi ortadan yürüyememiştim bir türlü. duvara yapışık bir sümüklü böcek gibiydim. o hazzı, o coşkuyu, birazcıcık da hüznü hala taşırım içimde. ne zaman aklıma gelse içime birşeyler olur. kabarırım, garipserim kendimi.
ve benim tatlı prensesim ayairini...
söyleyebilecek çok şey var ama bir anlamda da yok. bana huzur veriyor. sebep kilise ya da cami olması değil. mimarisi, akustiği, ruhu, ışığı. kısaca mistik atmosferi. ayy, özledim valla:)
gün ışığı kalem, çanakkale kilitbahir kalesidir.
pazar sabahları motorla tortor karşı kıyıya geçilir. ilkbaharın rüzgarlı sabahlarında sıcacık çayın yanına yavan sıcak ekmek katık edilir.
hıdır ellezde çöplerden evler, arabalar çizilir. boğazın bekçisi, tarihin emekçisidir.
buzdandır sanki duvarları, ama nedense yakıcıdır soğukluğu.
gözlerimi, içimi doldurur.
bir nevi yüzleşmedir, sabredersen arınmadır.
rüzgar gibi yüzüne çarpar, hayatının kırıklıkları.
ne kadar kararsa da gece, güneşe kavuşmayı ifade ediyor belki de :))
ve yeni hedefim galata kulesi.
bakalım istanbulu dinleyebilecek miyim, gözlerim kapalı?
Yorumlar
Gerçi bi arkadaşım vakti zamanında dokunsal insanların böyle yaptıkları konusunda çok aydınlatıcı bir açıklama yapmıştı ama ben hatırlayamayacağım üzgünüm.
Çanakkaleliyim, kilit bahir hakkında söylediklerine ayrıca bayıldım.
Sevgiler...
*red purple, biyigi kesik kedi gibiyimdir. dar alanlarda denge sifir:P
95-97 arasi orada okudum ki, cocuklugumuzda yazlarimiz cnakkalede geçerdi, cadir kurardi bizimkiler guzelyali'da. rahmetli halam ve dedem emekli ingilizce ogretmeniydiler. halamin kizlari hala oturuyorlar.
kordonda gezmeyi, lodosta tepinmeyi, dalyanda fıçıların ustunde içmeyi, iskenderde king oynamayi, kilitbahirde kahvalti etmeyi cok ozledim. benim yerime gitseneee:)))
ben yanağımı taşlara, kolonlara dayamaktan öte sarılıyorum, o eski, hafif yosunlu kokuya, rüzgarın taştan gelen mırıltısına hastayım :))
diyorum ki tobicim, galata'ya beraber gidelim :)) ben hezarfen ahmed çelebi'nin yarım kalan uçuşunu tamamlayacağım, en ütopik çocukluk hayalim :)) sen de bu tarihi anın tanığı olarak tarihe geçersin :))
Burada yaşamama rağmen uzun zamandır gezemiyorum İstanbul'u.Aya İrini'den bahsetmişsin,gerçekten İstanbul'un güzelliklerini unutuyoruz hep..Ne zamandır gitmedim,en son bir konsere gitmiştim,harika bir akustiği var gerçekten..