gribal enfeksiyon zamanı...
blog yazarı arkadaşlarımız da dahil, birer birer düştük yataklara. benim yataklık tek günüm olabildi malesef. ofis sınırlarında sürünüyorum bu ara. bu sabah zar zor kalktım, 9:30'da. ofise telefon edeyim dedim, sesim cikmiyor. neyse çatal matal anlattim derdimi;
"yeni kalktım, geliyorum" diye.
ben 10lu yaşlarımı özlediiiim. anacığım tutar kolumdan doktora götürür, doktor amca iğne verse de yanına mis gibi rapor verirdi. evde yatış pozisyonundayken; annecim bana bakar, mis kokulu kahvaltılar hazırlar, tatlı tatlı beni pışpışlardı.
30lu yaşlarda iş değişiyor, doktor amcalar sana ayakta geçirebilesin diye bir sürü ilaç verirler. lafta ayaktasındır, ayakta sürünmenin yollarını keşfedersin. akşam eve gittiğinde allahtan kocan varsa, sana mis kokulu çorbalar yapar, elinden geldiğince. mikropları bulaştırma korkusuyla pışpışlama kısmı kısa kesilir. günün yorgunluğu ile uykuya dalınır.
sabah bir umut gözlerini açarsın, bitmiş geçmiş diye ama nafile. sen uyursun mikrop uyumaz. bogazının tırtığı, gözlerinin yaşı durmamış, azmıştır. yapacak şey ilaçlara ve bitki çaylarına sarılıp, sağ salim günün bitmesini dilemektir.
bugün de biter mi, acaba?
Yorumlar
yarın super loto cikarsa kurtulucam insallah, evimde grip ilaclarimla huzurla dinleneceğim, az kaldı :P
bahar+mikroplar+dinlenememek bozdu beni.
cook tesekkurler, sen ve cem uzak durun mikroplardan, baharın keyfini cikarin bol bol :))